"ABD'de kişisel kazanç ve lobi çıkarları, kamu yararının üstündedir!"
Washington Post gazetesinde yer alan habere göre, 3 Şubat’ta Ohio eyaletinin doğusunda zehirli kimyasallar taşıyan bir tren raydan çıkarak yangına neden oldu. Patlamalarla ilgili endişeler nedeniyle, Ohio eyaletinin acil müdahale birimleri, 6 Şubat’ta “kontrollü şekilde salmak” yöntemine başvurarak 5 vagonda taşınan yoğunlaştırılmış kloroetileni önceden hazırlanmış bir tünel içinde patlattı. Bu nedenle kaza yerinin çevresindeki sakinleri acilen tahliye etti.
Üç gün sonra yerel yönetim, raydan çıkan trenin herhangi bir kirliliğe yol açmadığını belirterek, bölge sakinlerine evlerine dönebileceklerini söyledi.
Ancak 13 Şubat’ta sosyal medyada alevlerin göğe yükseldiği, kara dumanların yükseldiği görülüyordu. Böylece insanlar, söz konusu kazanın ciddiyetini anladı.
Şu anda, geri dönen bazı sakinlerin değişen derecelerde semptomları var ve yakındaki hayvanlar öksürük, ishal, yırtılma ve iştahsızlık gibi zehirlenme semptomları gösterdi.
İnsanların en çok bilmek istediği şey şudur: Trenin raydan çıkması çevreye ne kadar zarar verdi? ABD yönetimi ve kazanın çıktığı demiryolu şirketi ne tür önlemler alacak? Ancak şu ana kadar yetkililerin tepkileri bölge sakinlerini hayal kırıklığına uğrattı.
İlk olarak treninin ait olduğu Norfolk Southern Şirketi tarafından açıklanan verilere göre, raydan çıkan vagonlarda taşınan zehirli kimyasallar, sadece kloroetilen değil, etilen glikol monobütil eter gibi kimyasal maddeleri de içeriyor.
Ohio’da tehlikeli maddeler konusunda uzman olan Sil Caggiano, sızıntı kazasının “küçük bir kasabayı kimyasallarla yerle bir etmek” anlamaına geldiğine işaret ederek “5 ila 20 yıl sonra, yerel halk arasında çok sayıda kanser hastası ortaya çıkabilir.”dedi.
İkincisi, ABD medyasının bu kazayla ilgili haberlerinde paradokslar var. Tren 3 Şubat’ta raydan çıktığında, ABD medyasında uzmanların araştırmak için çok çalıştıkları iddiasıyla yalnızca ufak tefek haberler vardı. Bir gazeteci, 8 Şubat’ta Ohio valisinin katıldığı bir basın toplantısında canlı yayın yaptığı sırada, basın toplantısını “engellediği” gerekçesiyle polis tarafından tutuklandı.
Amerikan halkı, yaşamı, sağlığı ve bulunduğu ortamın güvenliği büyük tehditlerle karşı karşıyayken neden en temel bilgi edinme hakkından dahi mahsur bırakıldı?
Ek olarak, ABD basınında yer alan haberlere göre, kazayla ilgili Norfolk Southern Şirketi, Obama yönetiminden bu yana kârı maksimize etmeye ve maliyetleri düşürmeye odaklanmaktadır, hatta güvenlik kontrollerini gevşetmek ve trenlere ECP fren sistemleri kurmayı reddetmek için son üç dönem devlet başkanına lobi yaptı. Profesyonel teknisyenlere göre, kaza çıkan trende ECP fren sistemi takılı olsaydı tren raydan çıkmazdı. Guardian’da ABD demiryolu endüstrisinin uzun süredir kârı güvenliğin üzerinde tuttuğuna ve bu son kazanın endüstrinin denetim eksikliğinin bir sonucu olduğuna dikkat çekildi.
ABD Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, 13 Şubat’ta bir etkinlikte, devam eden altyapı projelerine övgüler yağdırırken, Ohio’da trenin raydan çıkmasından kaynaklanan gaz sızıntısı hakkında hiçbir şey söylemedi.
Amerikalı politikacılar ve arkalarındaki çıkar grupları, kişisel kazanç için kamu çıkarlarını zedelemeye alışmış görünüyor.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı