Kavak: "Borsa İstanbul’un depremin etkilerini atlatması gerekiyor"

Hibya, programda Galata Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Yöneticisi Yusuf Kavak’ı stüdyosunda ağırladı.

Sohbet havasında gerçekleşen yayında,”depremin ülke ekonomisine muhtemel etkileri” gibi konular ele alındı.

Yusuf Kavak, Borsa İstanbul’da alınan tedbirler için, “Alınan tedbirlere baktığımız zaman ilk açılıştan itibaren bu tedbirlerin de etkisiyle yüksek bir oynaklıkla birlikte başladık. İşlem hacimleri biraz düşük kaldı çünkü çok hızlı başladık ilk açılışla birlikte yüzde 9.88 Çarşamba günü işlem hacmi orada düşük kalınca dalgalı bir seyir izliyoruz. Borsa biraz zorlandı bugün de bir miktar zorlanma var tabii ki. Burada bu tedbirleri biraz sindirirken bir yandan da Türkiye ekonomisinin durumu deprem sonrasındaki durum biraz daha kritik durumda. Uluslararası firmaların Türkiye ekonomisi ile ilgili zarar tahminleri de gelmeye başladı. Borsa İstanbul bu süreçte hem şirketlerin performansları hem de deprem bölgesindeki şirketlerin bu süreçte ne derece olumsuz yönde etkilenip etkilenmeyecekleri gibi soruların cevaplarını biraz yormaya çalışacak. Bilançoların açıklandığı döneme denk geldiği için bilançoların fiyatlandırmaları çok fazla olmamaya başladı.” dedi.

1999 depreminde borsanın açılmadığını ve bunu eleştirenlerinde olduğunu belirten İlkay Arıkan, bu sefer depremin 10 ildeki etkileri sabah gerçekleştiği için çok farkına varılamayarak Kahramanmaraş’la sınırlı olduğu düşünülerek borsa açılmış olabileceğini söyledi.

Borsa İstanbul’un kapatılması gerektiğini söyleyen Kavak, “Bence kapatılmalıydı bu sürecin bir sindirilmesine ihtiyaç vardı. Can kayıpları vardı, moralleri bozuktu. Bir yandan da tabii ki de deprem bölgesinde 381 bin tane hesap olduğu söyleniyor bu da yatırımcı sayısının yüzde 10’una tekabül ediyor. Doğal olarak orada işlem yapılamayacağı için bir adaletsizliğe neden oluyordu. İlk etapta kapatılsaydı daha sağlıklı olurdu.” diye konuştu.

Bundan sonraki süreç ve borsadaki gündeme dair Kavak şunları dile getirdi:

“Şu aşamada bir dalgalı süreç yaşanabilir. Bu birkaç gün eksiye ve artıya geçme gibi belirsizlik ortamı yaşanacak gibi gözüküyor. Bir yandan depremin hasarı tartışılırken diğer yandan da şirketler boyutundaki durum tartışma konusu bu durumdan spesifik olarak karlı çıkacak şirketler de görülüyor. Demir, çelik ve çimento şirketlerinin yükselmesi gibi bir durum da söz konusu ama deprem bölgesinde iş yapan şirketlerin hisseleri başkı altında kalabilir. Türkiye ekonomisi bu süreci atlatmak için genişlemeci bir politika izleyecek bu da enflasyon üzerinde yükseltici bir etkiye neden olur mu bunun etkileri bunların hepsi soru işareti. Bu sorular çözülmeye başladıkça borsa da biraz daha kendini bulacaktır.” 

Baz etkisinden kurtulmuş enflasyon oranları düşme eğilime girmişti, bu yaşanan olaylar sonrasında aynı kalıp kalmayacağı sorusuna yıl sonunda için tahminde bulunan Kavak, “Bugün TCMB piyasa katılımcıları anketi geldi yüzde 32’den yüzde 35’e çekmişler. Genişlemeci politikalar olunca enflasyonun tekrardan bir artış içerisine girmesi söz konusu olabilir o yüzden o tahminler biraz sapacak gibi duruyor. Yüzde 40 yüzde 45 bandına doğru gideceğiz gibi duruyor. Ama tabii odan sonrasındaki süreç daha önemli olacak iç talep biraz daralırsa enflasyonu biraz dizginlemiş olabiliriz. Halen daha baz etkisi devam ediyor. Bu da özellikle ilk 6 ayda birleşikte yüzde 41 gibi bir baz etkimiz var. İlk ay biraz yüksek geldi yüzde 6. küsür enflasyon gördük ocakta ama tabii baz etkisi ilerleyen süreçte ne derece gösterebilecek.” dedi.

2023’te dünya ekonomisinin nasıl bir seyir izleyeceği konusunda Kavak, FED’in faiz arttırımı politikasını yavaş yavaş azaltması bir miktar rahatlatıcı gözüktüğünü ama bu hafta gelen verilere bakıldığı zaman Amerika tüketici fiyatlarının ve perakende satışlarında beklentinin üzerinde geldiği görüşünü savundu.

Kavak, Çin’in açılmasının da küresel çapta talep etkisiyle birlikte Çin’in üretici fiyatları üzerinden küresel ekonomi üzerinde enflasyonist bir baskıya neden olacağını ekonomilerde biraz zorlu bir süreç yaşanacakmış gibi olduğunu ifade etti.

Teknolojide yaşanacak gelişmeler için bu kötümser senaryoları kısaltabilir mis sorusuna Kavak, “Pandemi döneminde insanların evlerine kilitlenmiş olması teknoloji şirketlerini çok olumlu yönde etkilemişti. Oyun sektörü gibi bazı sektörler çok hızlı büyümeye başlamıştı bu zamanda sosyal medya şirketleri daha ön plana çıkmaya başlamıştı. Şu aşamada marketler gibi bazı sektörlerin teknolojik dönüşüm üzerinde olduğunu görüyoruz. Bunlar tabii ki olumlu yönde etkileyecek ama genel hatlarıyla beklenen talep artışı küresel ekonomideki o zayıf durum devam ettiği sürece teknolojini yeri de sınırlı olacak. Doğal olarak teknoloji hayatımızı kolaylaştırırken teknoloji şirketlerinin önü de daralıyor çünkü pandemi gibi bir dönemde teknoloji şirketleri çok hızlı büyümüştü. İnsanlar pandemide daraldığı için vakit buldukça dışarı çıkmaları teknoloji şirketlerinin önünü daraltıyor. Ama ilerleyen dönemde teknoloji hayatımızın bir parçası olacak.” yanıtını verdi.

Kavak, bu yıl içerisinde Borsa İstanbul için beklentilerini şöyle açıkladı:

“Borsa İstanbul’un şu aşamada depremin etkilerini atlatması gerekiyor. Sonrasında siyasi tarafta seçimleri atlatırsak yeni gelecek hükümetin ya da devam edecek hükümetin onların ekonomik politikalarından oluşacak tabloya göre Borsa İstanbul da seyrini belli edecektir. Borsa İstanbul’un haziranın sonuna doğru 6 bin 8 bin arasında bir yerde fiyatlanacağını sonrasında da ekonomik süreçte ekonomi politikalarındaki sürece göre yine ya yatay bir süreç ya da iyi bir ekonomi politikaları uygulanacksa ondan sonraki süreçte belki 10 binlerin 12 binlerin seviyelerine girebileceğimiz bir süreci de yaşayabileceğimizi de düşünüyorum.”

‘İlkay Arıkan ile Ekonomi Sohbetleri’ yayınının tamamı ise şöyle:

 

Hibya Haber Ajansı

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu