Mersin Barosu ; Herkes İçin Adil Bir Adli Yıl İstiyoruz

Mersin Barosu, 2022-2023 adli yıl açılışı nedeniyle tören düzenledi.

Törende konuşma yapan Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir, yargı ve avukatlık mesleğinin sorunlarına değinerek, “2022-2023 Adli yılını yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ve avukatlık mesleğinin artık yapısal bir hâle gelmiş sorunlarına dair kaygılarla karşılıyoruz. Herkes için adil bir adli yıl istiyoruz” dedi.

“YENİ ADLİ YILI KAYGIYLARLA KARŞILIYORUZ”

2022-2023 Adli yıl açılışı nedeniyle Mersin Barosu tarafından Mersin Cumhuriyet Alanı’nda düzenlenen törene Baro Başkanı Gazi Özdemir, baro yönetim kurulu, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, avukatlar ve stajyer avukatlar katıldı. Mersin Baro Başkanı Gazi Özdemir’in Atatürk Anıtı’na çelenk sunmasını ile başlayan törende, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Burada konuşma yapan Baro Başkanı Gazi Özdemir, yeni adli yılı kaygılarla karşıladıklarını ifade ederek,  “2022-2023 Adli Yılı’nı yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ve avukatlık mesleğinin artık yapısal bir hâle gelmiş sorunlarına dair kaygılarla karşılıyoruz. Zira Adli Yıl, mesleğimize ve avukatlara yapılan saldırıların hız kesmeden devam ettiği, tüm yanlışlığına rağmen kurulan numaralı baroların eşitsiz şekilde desteklendiği, hak ihlallerinin, kadın cinayetlerinin ve çocuk istismarının inanılmaz boyutlara ulaştığı, yoksulluğun derinleştiği bir iklimde başlamaktadır.

“SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜNE TEK BİR ADIM DAHİ ATILMADI”

6-7 Haziran 2022 tarihlerinde Türkiye Barolar Birliği Yönetiminin, baro başkanlarının ve genel kurul delegelerinin ortak imzasıyla yayınlanan deklarasyonda da dile getirilen kronikleşen sorunlarımızın çözümüne dair geçtiğimiz adli yıl içerisinde tek bir adım dahi atılmamıştır. Toplumda ve uluslararası alanda giderek kaybolan yargıya güveni sağlamak için somut adımlar atılması baroların ve avukatların bıkmadan, usanmadan tekrarladığı en önemli taleplerdendir.

Bu yıl aramıza yaklaşık 20 bin yeni meslektaşımız daha katıldı. Her bir meslektaşımızın varlığıyla savunmaya değer kattığını biliyoruz. Ancak 170 bine ulaşan avukat sayısının, emeğimizin kıymetinin bilinmediği bir ortam yarattığını da görüyoruz. Bugün açtığımız adli yılı kapatırken sayımız, 200 bine dayanmış olacaktır. Hukuk fakültesi ve avukat sayısının değil, eğitim kalitesinin ve avukatlık mesleğinin saygınlığının artacağı bir adli yıl istiyoruz.

“MESLEKİ FAALİYET ALANLARIMIZIN KORUNDUĞU, GENİŞLETİLDİĞİ VE GÜÇLENDİRİLDİĞİ BİR ADLİ YIL İSTİYORUZ”

Avukat sayısı artarken, iş alanları daraltılmakta ve mesleki faaliyetlerin önüne sürekli engeller çıkarılmaktadır. Alternatif çözüm yolları adı altında arabuluculuk ve uzlaştırmacılık gibi yargı dışı alanlar genişletilirken, dezavantajlı grupların avukata ve adalete erişimi engellenmektedir. Hasar danışmanlık şirketi denilen yeni bir tür iş takipçiliği yöntemiyle yurttaşların hak kayıplarına sebep olunmakta ve bununla etkili şekilde mücadele edilmemektedir. Oysa bizler, yurttaşların haklarını korumak için görevimizi yaparken, kışkırtılan cehalet ve şiddetin sonucu olarak müvekkillerimizle ve hukuki uyuşmazlığın konusuyla özdeşleştirildiğimiz için sorgulanıyor, yargılanıyor, saldırıya uğruyor ve hatta öldürülüyoruz. Kişisel verilerin korunması adı altında, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmanın faaliyeti, dolayısıyla silahların eşitliği ilkesi ve adil yargılanma hakkı engellenmektedir. Mesleki faaliyet alanlarımızın korunduğu, genişletildiği ve güçlendirildiği bir adli yıl istiyoruz” ifadesini kullandı.

“CMK VE AAÜT ÜCRETLERİ İYİLEŞTİRİLMELİ”

Avukatların ve stajyer avukatların ekonomik açıdan güçlendirildiği bir adli yıl istediklerini belirten Özdemir,  “Stajyer avukatların, kamu avukatlarının, engelli avukatların, genç avukatların, emekli avukatların sorunlarının çözümü konusunda somut önerilerimiz göz ardı edilmekte, stajın içeriği boşaltılmakta ve niteliksizleştirilmektedir. Adalete erişimin en önemli araçlarından, ulusal ve uluslararası düzenlemelerin ve yükümlülüklerimizin gereği olarak verilen kamusal nitelikteki CMK zorunlu müdafiilik hizmeti karşılığında, Anayasa’daki angarya yasağını ihlal edecek kadar düşük ödemeler yapılmakta ve fedakarlık hep avukatlardan beklenmektedir. Tahammül sınırlarını zorlayan CMK ücretlerinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’yle (AAÜT) eşitlendiği, AAÜT’nin ülkemiz ekonomik koşullarına ve mesleğimizin saygınlığına uygun hale getirildiği, emeğin hak ettiği karşılığı gördüğü,  stajyer avukatlara kamu kaynaklarıyla destek sağlandığı, kamu avukatlarının özlük haklarının tanındığı, engelli avukatların faaliyetlerini ayrımcılığa uğramadan sürdürebildikleri, emekli avukatların insan onuruna yakışır bir maaş aldığı bir adli yıl istiyoruz.

Avukatlar, mesleki faaliyetlerinde yaşadıkları her türlü zorluğa rağmen, adil yargılanma hakkının tesisi için çaba gösterirken, hak ettikleri Adli Yardım ve CMK ödemelerini zamanında alamamakta, buna rağmen vergi, Bağ-Kur, stopaj ve benzeri masraflarını peşinen ödemek zorunda kalmaktadırlar.  Avukatlık hizmetlerinden alınan KDV oranlarının indirildiği, CMK ve Adli Yardım hizmetlerinde KDV’nin sıfırlandığı, serbest çalışan avukatların asgari ücrete kadar olan gelirlerine vergi muafiyetinin sağlandığı, bir yıllık genç girişimci Bağ-Kur primi muafiyetinin üç yıla çıkarıldığı bir adli yıl istiyoruz” şeklinde konuştu.

“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN SAĞLANDIĞI BİR ADLİ YIL İSTİYORUZ”

Vatandaşların kendilerini güvende hissettikleri ülkeleri diğerlerinden ayıran en temel etmenin, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı olduğunu ifade eden Özdemir, “Adaletin teminatı bağımsız ve tarafsız yargı, adil yargılanma hakkının teminatı ise bağımsız savunmadır. Yargı bağımsızlığının sorgulandığı, adaletin ya geç ya da hiç tecelli etmediği bir sistemin mülkün temeli olması imkansızdır. Hukukun üstünlüğünün sağlandığı, hak ve özgürlüklerin yaşama geçtiği, herkes için adil bir adli yıl istiyoruz.

Avukatlık mesleğinin sorunlarını, gerçek muhatabı olan Türkiye Barolar Birliği ve Barolarla müzakere ederek çözmek yerine, uyarılarımıza rağmen çoklu baro uygulamasında görüldüğü üzere kendi politik ajandaları ekseninde derinleştiren anlayışın çözüm iradesine sahip olmadığının farkındayız. Avukatlar için büyük aciliyet teşkil eden konular hakkında açık, net, gerçekçi ve somut bir şekilde ortaya koyduğumuz çözüm tekliflerine rağmen, şu ana kadar taleplerimizin karşılanmasına yönelik en küçük bir adım bile atılmamıştır. Buna karşılık avukatların kabullenmediği numaralı barolara daha fazla ödenek ayrılması gibi suni çabalara girişilmiştir. Barolar ve avukatlar arasında ayrıştırma ve ötekileştirme gayreti yerine gerçek sorunların çözümüne odaklanıldığı bir adli yıl istiyoruz.

ADLİ YILIN BAŞINDA İLAN EDİYORUZ:

Avukatların adil yargılamanın ayrılmaz parçası olduğunu, avukatlara yönelik her türlü sınırlamanın özünde yurttaşın hak arama özgürlüğüne ve savunma hakkına getirildiğini, yargının eşit süjeleri arasında ayrımcı bir yaklaşıma tabi tutulmasının kabul edilemeyeceğini, yargının şeffaflaşması, hak arama özgürlüğünün sağlanması ve adil yargılanma hakkının tesisi için avukatların önündeki tüm kısıtlamaların kaldırılmasının zorunluluk olduğunu bir kez daha hatırlatarak, mesleğimizin sorunlarının çözümü, hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının sağlanmasına yönelik somut adımların bir an önce atılmaması halinde anayasal demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağımıza dair irademizin arkasında aynı kararlılıkla durduğumuzu siyasi iktidar, resmi merciler, meslektaşlarımız ile kamuoyunun bilgisine sunarız.

Biz Mersin barosu Yönetimi olarak görev yaptığımız süre içerisinde öncelikle her vatandaşımız için adaletin sağlanmasında, bağımsız ve tarafsız yargının uygulanmasında ve tabi ki meslektaşımızın ve mesleğimizin onurunu korumak, maddi ve manevi refahını sağlamak için bugüne kadar var gücümüzle çalıştık. Görev aldığımız bu bir yıllık süre içerisinde avukatlık mesleğinin onurunun korunması için yetkili merciler ile gerek diyalog kurmak suretiyle gerekse de anayasal demokratik haklardan kaynaklanan eylemsel tavırlarımız ile avukatların ve Mersin Barosunun gücünü açıkça ortaya koyduk. Zira İstanbul Barosuna üye meslektaşımız Servet Bakırtaş’ ın öldürülmesi olayında kamuoyuna yansıdığı üzere CMK sistemini kapatarak haklı ve anayasal demokratik eylem kararlılığımızı hiç kimsenin baskısı altında kalmadan açıkça ortaya koyduk. Dün olduğu gibi yeni adli yılda da hiçbir otoriteden çekinmeden, meslek onuru ile haklarımızı korumak ve haklı taleplerimizin gerçekleşmesini sağlamak adına tüm barolarımız ve meslektaşlarımız ile ortaklaşarak anayasal demokratik eylem kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla ve kararlılıkla duyururuz. Ayrıca Mesleki dayanışma ve birliğimizden kaynaklanan örgütlü gücümüzle yurttaşlarımızın yüreğinde canlandırdığımız adalet umudunun solmasına izin vermeyeceğimizin de bilinmesini isteriz” diye konuştu.

Daha Fazla Göster
Başa dön tuşu