Mersinli zehir soluyor!
Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Mersin’de çevre sorunları ve doğa tahribatları hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Mersin Merkez ve Taşucu’nda hava kirliliğinin en yoğun biçimde yaşandığı belirtildi.
Raporda Ozon üretimi, asit yağmurları, fotokimyasal duman gibi faktörlerin yoğun olduğu kent merkezinde çevre ve halk sağlığının tehlike altında olduğu ileri sürüldü.
Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şubesi, Mersin’de yaşanan yükek hava kirliği ile ilgili hazırladıkları raporda şu görüşlere yer verdiler:
“Her Yıl Mersin’de Kirli Hava Gün Sayısı Artmakta”
İnsanoğlunun, toplumsal refah açısından, sağlıklı, huzurlu ve verimli bir yaşam
sürdürebilmesi için temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşaması gerekliliği açıktır. Yaşamımızı sürdürdüğümüz çevrenin bozulmasını incelediğimizde bu olumsuz durumun genellikle doğrudan veya dolaylı olarak insan kaynaklı olduğu tespit edilmektedir. Söz konusu tahribatın temelinde yer alan önemli kirlilik sınıflarından biri olan hava kirliliği, kentimizde giderek artmaktadır.
“Hava kirliliği verileri güvenli bir şekilde alınmamış”
Mersin’de, 7 adet ölçüm istasyonunun olduğu, 2021 yılı içerisinde ilk ölçüm tarihi 7
Mayıs olarak görülmektedir ve bu tarihe kadar hali hazırda hiçbir hava ölçüm verisi elde edilememiştir. Ulusal ve uluslararası sınır değerleri baz alınarak gerçekleştirilen
değerlendirmeye göre elde edilen ölçümler değerlendirildiğinde hava kirliliği verilerinin güvenli bir şekilde alınamadığı, yıllık bazda ölçülemeyen gün sayısının fazla, veri alma oranının düşük ve ölçümlerde standart sapma oranlarının yüksek olduğu görülmektedir.
“Kalp ve damar hastalığı”
Ayrıca, ilimizde hava kalitesi için önemli olan her özellikle kalp ve damar hastalıklarına sebep olan PM2.5 konsantrasyonu ölçülmemektedir. PM2.5 parametresinin ölçülebilmesi için gerekli girişimde bulunulmalı hava kirliliğinin halk ve çevre sağlığına olan etkileri şeffaf bir şekilde ortaya konulmalıdır.
Rapor, Mersin‘de hava kirliliği yaşayan bölgeleri belirlemek adına kanser, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, astım, alerji, stres, depresyon gibi sağlık problemlerine yol açan partikül madde 2,5 (PM2,5), partikül madde 10 (PM10), kükürtdioksit (SO2), azotdioksit (NO2), azotoksitler (NOX), karbonmonoksit (CO) ve ozon (O3) parametreleri için sınırların aşıldığı gün sayıları ve yıllık ortalama değerleri incelenmiştir. Raporda Mersin’de hava kirliliği sorununun yaşandığı belirtilmekle beraber genel olarak hava kirliliğinin en yoğun olduğu bölgelerin kentleşmenin yoğun olduğu Mersin Merkez ve Taşucu bölgelerinin olduğu görülmektedir.
“En büyük kirletici: Kömür!”
Elde edilen verilere göre istasyonlarda ölçüm yapılan gün sayısı ile orantılı olarak kirli gün sayısı oranının yüksek olduğu görülmektedir. Hava kirliliği kaynağı bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Kükürtdioksit yoğunluğunun olduğu bölgelerde genellikle sanayide, enerji üretiminde ve ısınmada kullanılan kömürün etkisi görülmektedir. Kent merkezlerinde ise ulaşımdan kaynaklı hava kirliliği de etkisini arttırmaktadır. Mersin’de atmosferindeki partikül maddeler, yıllar bazında düzenli olarak ARTMAKTADIR.
“Gelecekten de kaygı duyuluyor”
Ülkemizde ve kentimizde Kovid-19 salgını yaygınlığı sürdürmesine ve hava kirliliğinin azaldığına dair bilgi paylaşımlarına rağmen, yıl bazında yoğun hava kirliliği gün sayısının yaşandığını ve hava kirliliğini kalıcı olarak azaltacak ve ortadan kaldıracak önlemlerin, planların, uygulamaların paylaşılmamış olması geleceğe umutla bakmamıza engel olmaktadır.
Nihayetinde Mersin’de ve ülkemizin tamamında hava kirliliği sorunu görülmektedir.
Kirletici analizlerinin düzenli yapılması, yıl bazında ölçüm yapılmayan gün sayısının olmaması ve standart sapma oranlarının en az düzeyde kalması ve aynı zamanda da bu verilerin sağlıklı bir şekilde kamuoyuna sunulması gerekliliği açıktır.”