Seçer ve Kızıltan Mersin’e sığmıyor!
Mersin’i marka kent haline getirmeyi, ulusal ve uluslararası alanda görünürlüğünü artırmayı hedefleyen Başkan Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın iş birliğinde İstanbul’da gerçekleştirilen toplantılarda Mersin dernek temsilcileri ve Mersinli tanınmış isimlerle bir araya geldi.
Mersin’i marka kent haline getirmeyi, ulusal ve uluslararası alanda görünürlüğünü artırmayı hedefleyen Başkan Seçer, İstanbul’da gerçekleştirilen toplantılarda Mersin dernek temsilcileri ve Mersinli tanınmış isimlerle bir araya geldi. Mersin il ve ilçeleri hemşehri dernekleri buluşmasına, Tarsus Kültür ve Dayanışma Derneği, Mersin İşadamları Yöneticileri Sanatçıları ve Akademisyenleri Derneği, İstanbul Silifke Kültür Dayanışma Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, İstanbul Mutlular Derneği, İstanbul Gülnarlılar Derneği, İstanbul Erdemlililer Derneği, Taşeli Kalkınma ve Güç Birliği Derneği ve Mersin Liseliler Derneği yönetim kurulu başkanları ve yöneticileri katıldı. Mersinli basın, bilim, sanat ve iş dünyasından tanınmış isimlerle yapılan toplantıda ise Mehmet Nane, Erden Timur, Burak Tümer, Erdal Çiftçi, Şila Gök, Celal Toroğlu, Ömer Onan, Derya Baykal, Mabel Matiz, Prof. Dr. Uğur Ersoy, Prof. Dr. Adnan Gökçel, İrfan Donat, İsa Çelik, Sedef Kabaş, Soner Sarıkabadayı, Oral Çalışlar, Dilara Koçak, Mehmet Tüfekçi, Prof. Dr. Emre Akkuş, Prof. Dr. Serdar Küçükoğlu, Ebru Erke ve Ali Avcı yer aldı.
“Buluşma nedenimiz, kökleri Mersin’de olan hemşehrilerimizle gönül bağı kurmak”
Başkan Seçer, Mersin’in zenginliklerinden bahsederek başladığı konuşmasında, “Buluşma nedenimiz, kökleri Mersin’de olan hemşehrilerimizle gönül bağı kurmak. Neden buna ihtiyaç duyduk? Geçmişini bilmeyen hiçbir birey geleceğini kurgulayamaz. Belediye başkanı olarak benim misyonum bu insanlarla Mersin halkının, Mersin’in iletişimini sağlamak, ilişkileri geliştirmek, genel anlamda ise hep beraber katkı sağlamak. İnsanlar etrafıyla gelişir, kalkınır, büyür. Biz ne kadar gelişirsek kentimize de o kadar katkı sunarız. Mersin’in tanınmaya, bilinmeye ihtiyacı var. İlişkilerimizi geliştirmeye ihtiyacımız var. Her şeyin başlangıcı vardır. Ben 2,5 yıldır belediye başkanıyım, burada bir noksanlık gördüm ve burada çalışmak istedim. Burada elçi vazifesi gören komitede yer alıyorsunuz” diye konuştu.
Mersin’e karşı yerleşmiş bazı olumsuz görüşlerin olduğunu ifade eden Seçer, “Mersin, şu anda Türkiye’nin yükselen yıldızı, huzur, düzen ve refah kenti. Mersin’in değerini Mersinlilerden başka kimse bilemez. Mersin tertemiz bir kent. Kadim ve tarihi güzellikleri olan bir kent. Metro için 3 Ocak 2022’de ilk kazmayı vuracağız. Mersin ile ilgili sosyal medya platformlarında sayfalarımız var. Bizim marka değeri oluşturabilmemiz için sabırla zamanın geçmesi lazım. Mersin, Anamur, Tarsus, Silifke gibi ilçeleriyle de kadim bir şehirdir. Metro bunun için de bir adımdır. Mersin’in geleceği çok güzel” dedi.
Yapılan toplantılarda ortalama 100 Mersinli hemşehrisi ile buluştuğunu kaydeden Seçer, “Bir başlangıç yapıyoruz. Bunlar, üzerinde düşünmemiz ve konuşmamız gereken konular. Her konuyla ilgili bizim komitemiz var. Her biri içerisinde yetkin insanlar var. Detay çalışmaları yapıp sizlerle paylaşacağız. Herkes Mersin’e bir şey yapmak istiyor ama ne yapacağını bilmiyor. Bizim, sizin bu hevesinizi diri tutmamız gerekiyor. ‘Çalışma grubu kurulsun’ denildi, biz de yöntem arıyorduk. Somut bir şeyler peşinde olmamız gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Tarihi kent merkezi projesi çalışıyor”
“Eski Mersin” olarak da bilinen tarihi kent merkezinde yenileme çalışması başlattıklarını dile getiren Seçer, “Mersin tarihi kent merkezi için proje çalışıyoruz. İstanbullu bir firma ile Azakhan, Kasaplar Çarşısı gibi yerleri tasarlama projesi. Kasaplar Çarşısını kamulaştırıyoruz. Biz aslında çok şeye başladık burada konuştuğumuz. Bir şeyler yapılıyor aslında. Tarihi Mersin Çarşısı ile çok teferruatlı çalışma yapıyoruz. Çamlıbel dahil kentsel tasarım çalışması yapıldı, çok güzel sonuç aldık. Yol yürüdükçe birçok şey ortaya çıkacaktır” ifadelerini kullandı.
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, toplantıdaki katılımcıların Mersin’in gönüllü elçileri olduğunu belirterek, Mersin’in çok yönlü bir şehir olduğu vurgusunu yaptı. Kızıltan, “Mersin, turizm açısından tanınıyor. Mersin Antalya’dan geri değildir. Mersin’e güvenin. Her geçen gün ileriye gittiğini görerek yaşıyoruz. Çok büyük değişim var. Kurumlar arası diyaloğu ve iş birliğini biz Büyükşehir ile yerleştirdik. Bu kurumların iş birliği yapması Mersin’i daha da güçlendirir. Bu iki kurumun iş birliği Mersin’de büyük bir sinerji yaratacaktır. Aynı sinerjiyi sizlerin de yaratması gerekiyor” dedi. “Her şey sadece Mersin için” sözleriyle konuşmasını sürdüren Kızıltan, “Mersin’in her şeyiyle ilgilenin arkadaşlar. Biz bir araya geleceğiz. Mersin’e hizmet etmek için birlik olacağız” diye konuştu.
“Yol haritamızı belirliyoruz”
İstanbul’da faaliyet yürüten hemşehri dernekleri temsilcileri de yapılan toplantının önemine vurgu yaparak, Mersin için birlikte hareket etmenin önemine değindi. Toplantının sonuç kısmına dair bilgiler veren MTSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cem Bucuge, “Elimizde 67 isim var. Biraz da küçük sayıyla başlayıp daha yaratıcı fikirlerle yol alacağımızı düşündük. Buradan çıkacak sonuç bildirgesiyle yol haritamız belli olacak” dedi.
“Hedeflerimizi belirlemeliyiz”
Mehmet Tevfik Nane; “Benim önerim, hedeflerin tespiti. Bizim bir sembol belirleyip bu çerçevede oraya odaklanıp, alt hedefleri belirleyip profesyonel bir şekilde yönetilmeli. Hatları belirleyip, kar marjı olan şirketi yönetir gibi yönetmeliyiz” dedi.
“Müzik ön planda olmalı”
Mabel Matiz “Ailem Sivas kökenli ama ben Mersin’de doğdum büyüdüm ve Mersinli olmaktan keyif alıyorum. Ömrümün yarısı Mersin’de geçti ve tarihi kültürüne hakimim ve bir müzisyen olarak bu değerleriyle ön planda olmasını ve görünür olmasını çok isterim” dedi.
Bisiklet önerisi
Boğaziçi Üniversitesinde öğretim üyesi Uğur Ersoy “Köklü bir Mersinliyim. Mersinle ilgili arzum, küçükken herkes bisikletle alışveriş yapar işine giderdi. Şehirde yine herkesin iş için vasıta olarak kullandırmak çok yararlı olacaktır” diye konuştu.
“Mersin’i nasıl anlatacağız, buna karar vermeliyiz”
Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Ebru Erke “Biz öncelikle Mersin’i nasıl anlatacağız buna karar vermeliyiz. Adana’nın festivalinin tutmasının arkasındaki neden hayatlarının içine aldılar. Böyle bir kültür olduğunu gördü
insanlar. Mersin için elimizden geleni yapmaya hazırız” diye konuştu.
“Her türlü desteğe hazırım”
Sanatçı Derya Baykal “Namrun’da evimiz var. Ben Mersin’i çok seviyorum çok hayranım. Çeşitli işler nedeniyle sık gittim. Oğlumun babası, kardeşlerim, dedem, babamın mezarı Mersin’de. Hakikaten Mersin’de niye böyle bir şey olmuyor, neden birleşmiyoruz dedim. Biz de Mersin’de neden bir sinerji oluşturmayalım. Ben destek vermeye hazırım” dedi.
“Kültürümüz çok önemli”
Rönasans Genel Müdürü Celal Toroğlu “Mersin’de ilk yerleşen ailelerdeniz. Erman Toroğlu ve ben şehir dışına çıkmışız. Üç dinden insanların gömüldüğü tek mezarlık Mersin’de bu çok değerli bir kültür bence. Mersin’in bu özelliğinin öne çıkartılması gerekiyor. Kültür ve sanatın önceliklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Mersin müzik festivali çok önemli bence. Sanatın Tükiye’de sahiplendiği bir şehir yok ama bence orası Mersin. Herkes birbirine hitap ederken hemşeri gibi hitap eder. Biraz da teknik tarafından bahsedecek olursak, hem ısıtılabilir hem güneş enerjisinden fazlaca faydalanmalıdır. Biz her türlü katkıya hazırız” dedi.
“Mersin bir cennet”
Gazeteci Sedef Kabaş ise “Mersin sıcak bir memleket ve insanları da öyle. Aranızda bulunmaktan çok mutluyum. Baba tarafından Mersinliyim, ama hiç yaşamadım. Mersinin güzelliğini ve değerini daha sonradan keşfedenlerdenim. Ben aileden kaynaklı değil daha sonra Mersin’e gitmiş ve dışarıdan bir gözle beğenen biriyim. Daha nesnel bir gözle bakma şansım oldu. Şunu gördüm ki, Mersin bir cennet. Her şeyiyle bir cennet. Geçenlerde Mersin’e gittiğim bir etkinlik sonrası, Mersin’den bir davet geldiği zaman koşa koşa gidiyorum. Çok küçük bir mekan beni Mersin ziyaretimde beni çok mutlu etti. Tek bir hamle bile çok fark yaratabilir” dedi.
“Koşa koşa gidiyorum”
Prof. Dr. Serdar Küçükoğlu “Kalp uzmanıyım. Ailem Mersinli. Çamlıbel’de oturdum. Hekimlik yanı sıra derneklerde aktifim. Mersin’de kongre yaptım. Mersin’i her yerde tanıtmak istiyorum. Her sene bir iki defa mutlaka gidiyorum. Yarın yine Mersin’e gideceğim. Bir toplantı olduğunda koşa koşa giderim. Yapılacak her türlü şeyde varım. Çünkü her gelişimde ayrı keyif alıyorum, enerjim yerine geliyor”
Toplantı diğer katılımcıların konuşmasıyla son buldu.