Stresinizi ve kaygınızı çocuğunuza yansıtmayın, peki nasıl?
Türkiye’de okul öncesi, ilk ve orta öğretimde öğrenim gören 19 milyonu aşkın çocuk Eylül ayı ile birlikte ders başı yapıyor. Bu dönem öğrenciler kadar ebeveynler için de zorlu ve stresli bir maratonun başlangıcı… Zira, okul seçiminden servis hizmetlerine, ders programından ve beslenme çantasına ve çocuğun okula, öğretmenlerine, arkadaşlarına uyumuna kadar pek çok konuyu yönetmek durumunda kalıyorlar. Online psikolog ve diyetisyen danışmanlığı ile spor eğitimi hizmetilerini tek çatı altında birleştiren platform HiDoctor uzmanları, okul döneminde ebeveynlere rehberlik edecek konuları derledi.
Öğrencilerin başarısında kritik öneme sahip konuların başında akran zorbalığı, öğrenme güçlüğü ve dengeli beslenme gibi konuların geldiğine işaret eden uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarını yakından takip etmesinin önemine işaret ediyor. Ebeveyn, öğretmen ve okul yönetiminin iş birliği içinde çalışmasının, öğrencinin bedensel ve zihinsel sağlığının korunmasında önemli bir faktör olduğunu kaydeden uzmanlar, “Bu dönemi öğrenciler farklı, ebeveynler farklı şekilde geçiriyor. Öğrencinin kaygısı yeni bir okula başlayacaksa, öğretmen ve arkadaş çevresi iken, ebeveyn finansal konulardan tutun, eğitim sistemi, müfredat, okul ve veliler arası ilişki, servis sorunu, çocuğun beslenmesi gibi çok daha geniş çaplı oluyor. Bu da zaman zaman ebeveynlerin kaygı ve stres seviyesinin yükselmesine neden oluyor. Bu dönemde okul ve öğretmenlerle iş birliğinin kuvvetli olması ebeveynlerin de daha sağlıklı karar almasını sağlıyor. Ancak kaygı başa çıkılamayacak seviyede ise, mutlaka profesyonel destek almakta fayda var. Zira stresi ve kaygıyı çocuğa yansıtmak, çocuğun başarısına doğrudan etki edecek bir faktör” diyor.
Özellikle ders başı yapılan bu dönemde ebeveynlerin çocuklarını çok dikkatli gözlemlemesi gerektiğinin de altını çizen HiDoctor uzmanları, ebeveynlere rehberlik edecek önerileri şöyle sıraladı:
HiDoctor Uzman Klinik Psikoloğu Arda Tutkun: Çocuğunuza “akran zorbalığı”nın ne olduğunu anlatın
- Bu dönemde yaşanacak sorunların başında akran zorbalığı geliyor. Bu her zaman fiziksel olmayabilir. Öğrenciler arasındaki yüz yüze zorbalık vakalarının küçük bir yüzdesi (yaklaşık %5) itme, tekmeleme ve vurma gibi fiziksel zorbalığı içerir. Çoğu vaka, isim takmak, alay etmek ve kötü niyetli söylentiler gibi sözlü veya sosyal zorbalıktan oluşur. Ancak ispatı daha zor olduğu için genellikle göz ardı edilir.
- Sözlü zorbalık genellikle çevrimiçi ortamda gerçekleşir. Çevrimiçi zorbalar anonim kalma yeteneğine sahiptir, bu da onları daha kötü veya daha ısrarcı olmaya teşvik edebilir. Araştırmalara göre, siber zorbalık mağdurlarının intihar düşüncesi veya davranışı yaşama olasılığı iki kat daha fazladır.
- Akran zorbalığı, temel olarak çocuğun özgüvenini hedef aldığı için okula karşı ilginin kaybolması, derslerde gerileme, içine kapanma gibi durumlarla kendini belli edebilir. Ebeveynlerin çocuklarını yakından takip etmesi, davranış değişikliklerini gözlemlemesi, derslere olan ilgide değişiklik olup olmadığını kontrol etmesi kritik öneme sahiptir. Ayrıca sosyal medya hesaplarının kontrolü de önemlidir.
- Ancak en önemlisi, çocuğun “akran zorbalığı” ile ilgili bilinçlendirilmesidir. Çocuklarınıza hangi davranışların akran zorbalığına girdiğini, bu davranışlardan biri ile karşılaştığında ne yapması, kime başvurması gerektiğini öğretmeniz pek çok istismarın önüne geçecektir. Çocuk ancak ailesine ve öğretmenlerine güven duyarsa kendini koruyabilir.
Uzman Uzman Klinik Psikolog Aslıhan Abiş Kul: “Öğrenme güçlüğü”nü görmezden gelmeyin
HiDoctor Uzman Klinik Psikoloğu Aslıhan Abiş Kul, ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bir diğer problemin de “öğrenme güçlüğü” olduğuna işaret ederek, şöyle konuşuyor:
- Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar, kaygı, depresyon, stresle başa çıkmada zorlanma, içe çekilme, sosyal izolasyon, düşük benlik algısı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi ikincil durumlarla da karşılaşır. Bunlara ek olarak davranış bozukluğu ve karşıt gelme bozukluğunun bunlara eşlik ettiği gözlemlenir.
- Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda erken teşhis önemlidir. Genellikle ilkokul yıllarında tespit edilmesinden dolayı aile ve öğretmenler bu konuda daha dikkatli olmalıdır. Öğretmenler ve okul psikoloğu aile ile işbirliği içinde çalışıp gerekli uygulamalar yapılmalıdır.
- Öğrenme güçlüğü tanısı alan çocuklarda bireysel farklılıklar söz konusu olduğundan tedavi ve yapılan uygulamalar da buna göre düzenlenmelidir. Uygun eğitim programının düzenlenmesi, sosyal ve duygusal problemlerin ortadan kalkmasına yönelik uygulanan psikolojik tedavilerle birlikte bireye ve topluma önemli katkı sağlayacaktır. Çocuğunuzda bu durumları fark ettiğinizde en kısa sürede psikolog ile işbirliği içerisinde bu adımları takip edebilirsiniz.
Uzman Diyetisyen Cansu Biliroğlu: Beslenme başarıyı doğrudan etkiler
Okul çağındaki çocuklar için beslenmenin; fiziksel ve zihinsel gelişim için çok önemli olduğuna işaret eden Uzman Diyetisyen Cansu Biliroğlu, “Çocuklarınızın başarısını doğru beslenme ile artırabilirsiniz” diyor. Biliroğlu, ebeveynlere beslenme ile ilgili şu önerileri yapıyor:
- Evdeki düzeninize göre tam buğday ekmeğine peynirli tost + süt ya da taze sıkılmış meyve suyu, haşlanmış yumurta + Peynir + Tam buğday ekmeği + Zeytin + Mevsim sebzeleri, omlet çeşitleri + tam buğday ekmeği + tahin-pekmez + mevsim sebzeleri, menemen + tam buğday ekmeği + şekersiz fıstık ezmesi + bal veya krep/pancake + sürülebilir taze peynir + taze sıkılmış meyve suyu gibi alternatifler yaratılabilir.
- Ara öğünlerde süt, yoğurt, ayran, kefir, taze mevsim meyveleri, leblebi, ceviz, badem, fındık, fıstık, kuru meyveler (kuru üzüm, kuru dut, kuru kayısı, kuru incir, kuru erik gibi), taze sıkılmış meyve/sebze suları, ev yapımı meyveli yoğurt iyi birer ara öğün olabilir.
- Çocukların günlük 8-10 bardak su içmeleri gerektiğini sıkça hatırlatmak gerekebilir. Beslenme çantasında su bulunmasını ihmal etmemek gerekir.
- Kız çocuklarında 10-12 yaş, erkek çocuklarında 11-14 yaş aralığı büyümenin atak yaptığı zamanlardır. Bu dönemde proteinden zengin et, tavuk, balık, kuru baklagiller, süt, yoğurt, peynir gibi besinlere günlük beslenme mutlaka yer vermek faydalı olur.
- Çocuğunuzun beslenme durumu değerlendirirken demir eksikliğinin yaratabileceği halsizlik, sık tekrarlanan diş çürükleri, zayıflık ya da şişmanlık gibi gözle görülebilen durumlar olabilir. Bu durumları değerlendirip bir hekim ve beraberinde bir beslenme uzmanından destek almak çocuğun sağlıklı büyümesini sağlar.
MHA